| English | Turkish | |
|---|---|---|
| General | ||
| General | truth telling n. | doğruyu söyleme |
| English | Turkish | |
|---|---|---|
| Phrases | ||
| Phrases | in a time of universal deceit, telling the truth is a revolutionary act expr. | sahtekarlığın evrensel düzeyde egemen olduğu dönemlerde, gerçeği söylemek devrimci bir eylemdir |
| Phrases | telling the truth is a revolutionary act expr. | düzenbazlığın düzen haline geldiği dönemde hakikati konuşmak devrim yapmaktır |
| Idioms | ||
| Idioms | I'm just truth-telling expr. | doğruları söylüyorum sadece |
| Speaking | ||
| Speaking | I'm just telling the truth expr. | doğruları söylüyorum sadece |
| Speaking | are you telling the truth? expr. | doğru mu söylüyorsun? |
| Speaking | I am telling you the truth expr. | gerçeği söylüyorum |
| Speaking | I'm telling you the truth expr. | sana doğruyu söylüyorum |
| Speaking | I'm telling the truth expr. | sana doğruyu söylüyorum |
| Speaking | I swear I'm telling the truth! expr. | yemin ederim doğruyu söylüyorum |
| Speaking | I swear I'm telling the truth! expr. | yemin ediyorum ki doğruyu söylüyorum |
